Kreş Seçimimi Nasıl Yaptım?

Çocuğum ve benim için dönüm noktalarından biri olan kreşe başlatma kararı ile çocuğumu tanımadığım kişilere emanet edeceğim için, belki kontrolü kaybedeceğim için bir de o küçücük çocuğum artık bağımsızlığa adım attığı için oldukça stresli ve karmaşık duygular ile bu sürece giriş yaptım 🙂

Ancak içine sinen bir yer bulup, güveniyorsan ve çocuğun mutlu ise kreşte geçirdiği saatler paha biçilemez 🙂

Bizim kreş hikayemiz İstanbul’da başlayıp İzmir’de sonlandı. Kreş için değil belki ama çocuklar için İzmir’e göç edenlerden olduk. Her ailenin şartları ve kreşe gönderme amacı farklı belki ama kreş sorunu çevremden de bildiğim kadarıyla her yerde aynı.

Demir 3 yaşına yaklaşırken artık sosyalleşme ihtiyacını bariz belli ediyordu, park arkadaşlarının çoğu kreşe gittiği için yalnız kalmaya ve biz de sanırım yetmemeye başlamıştık. Kendinden 17 ay küçük kardeşi ile de henüz istediği gibi iletişim kurup oyun da oynayamıyordu, yani kreş zamanı gelmişti. Bu sinyaller üzerine Temmuz gibi İstanbul’da evimizin yakınlarındaki kreşlerle görüşmeye başladım, amacım yarım gün gitsin, oynasın sonrasında eve gelsin uyusun ve kardeşiyle zaman geçirsin şeklindeydi ve şanslıydık ki evimizin çevresinde çok güzel kreşler vardı. Meğer ben öyle sanıyormuşum 🙂

Görüşmeye gittiğim kreşlerde ilk sorduğum soru; en hassas noktam olan yemek listesi ve ilk yardım eğitimleri olup olmadığı oldu, bence bunlar kreşin genel bakışını özetleyen bir veri oluyor. Yemek listelerinde kahvaltıda bol reçel, nutellalı krep, öğle yemeklerinde makarna, tavuk, patates kızartması şeklindeyse hiç polemiğe girmeden uzaklaşılması gerektiğini polemiğe girdikten sonra farkettim 🙂 Ama yine de bunlardan rahatsız olduğum için evimin dibinde bile olsa kayıt yaptırmadığımı bilmeleri belki ufacık da olsa düşündürür diyerek rahatladım. Gittiğim bir kaç okulda çocuğunuzu ne kadar koruyabileceksiniz, elbette bunları yiyecekler tarzı cümlelerle karşılaştım.. Siz  eğitimcisiniz herkes böyle düşünse bile sizin aksini savunmanız gerekiyor sözlerim elbette karşı taraf için bir anlam ifade etmedi. Zaten o gün ikindi menüsünde çikolata soslu browni üstüne dondurma vardı ve çocuklar bunları çok seviyor ve biz buradan mutlu ayrılmasını istiyoruz dediler… Ben gerçekten buna inanamadım. İlk yardım konusunu sorduğumda okulda öğretmişlerdi, ambulans çağırıyoruz gibi cevaplarla karşılaştım. Başka bir kreşte bahçeyi gezdiğimizde bütün oyuncaklar yaz günü tozluydu, annem çocuklar bahçede oynasa bunlar tozlu olmazdı dedi ki güvenlik açısından bahçeye çıkarmıyoruz dediler.. Bu da bahçenin olması ile kullanılmasının farklı olduğunu göstermiş oldu. Bir başka kreşte annesini televizyon karşısında bekleyen bir çocuk gördük. Bu da diğer kreşler için sorulacaklar arasına girdi.. Sonuç olarak görüştüğüm üç kreşte daha yemek menülerinden öteye bile geçememiştik, tamam bu konuda diğer annelere göre biraz daha takıntılı olduğumu biliyorum ama ikindi menüsünde çikolata soslu brownie üstüne dondurmayı yine de anlayamıyorum.. Neyse İstanbul’da hiç hoşuma gitmeyen bir başlangıç yaptım ve kreş işinin ne kadar zor olacağı ile ilgili mesajı aldım 🙂 Sonrasında İzmir’e taşınmaya karar vermemizle görüşmeleri sonlandırdım ve rahatladım.

Tabii ki asıl macera İzmir’de başladı 🙂

Ev ararken önce kreş baktım, içinde küçük, güzel ve fiyatı uygun bir kreş olan bir siteden evimizi tuttuk. Yoğurtlarını kendileri yapıyorlar, yumurtalar köyden geliyor, az öğrencili, yeni açılmış, hevesli işletmecileri olan bir kreş. Demir zaten günde 2-3 saat sadece oyun grubu için gidecekti ve açıkcası eğitim beklentim yoktu ama bu konuda da iddialıydılar. Ben bahçeye çıksın, oyun oynasın, mutlu olsun, yeni şehirde adaptasyonu kolay olsun istiyordum ki haftada bir yakında bir çiftliğe götürüp sebze meyve toplatıp toprakla oynatacaklarını ve benim de gidebileceğimi söylediler. Aradığım herşey vardı, süperdi ve bu kadar kolay olacağını tahmin etmiyordum. Ancak çok kısa sürede çok hatalı bir seçim olduğunu anladım. İşletmecisi çocuğa yaklaşımı kesinlikle bilmiyordu ve sanki bilmem ne teyze gibi konuşuyordu çocuklarla. Öyle yapma ayıp gibi cümleler, çocukları annelerinin elinden ağlatarak almalar sonrasında annen şeker almaya gitti gelecek tarzda kendince pembe yalanlarla ikna etmeye çalışmalar, tuvaletteki tuhaf davranışlar  ve bir sürü şey gördüm. Neyse ayrıntılar çok önemli değil, eğitimci vasıfları yoktu ve MEB’e de şikayet ettim, sonuç olarak da benim şikayetimden bağımsız olarak kapandı zaten.

Çocuğum o kadar hevesle okula başlamayı beklerken bir haftalık kreş tecrübemiz hüsranla sonuçlanınca biraz mola verip tekrar kreş arayışına geçtim. Bu sefer kendimce daha profesyonel yaklaşmaya başladım.. Soracaklarım ve beklentilerim bu kötü örneklerle daha net belirginleşmeye başladı.

Önce güvendiğim facebook gruplarından uygun lokasyon kreş önerilerine baktım, yakınımızdakilere nerelere gönderdiklerini sordum ve bu bilgilerle yaklaşık 10 tane kreşle görüşme maratonum başladı 🙂

Bana göre fiyat ve tarz olarak üç grup vardı;

  1. Kolejlerin kreşleri; Gelişim Koleji, Türk Koleji, Beyaz Balon (TAKEV)
  2. Kurumsal kreşler; Lugo Kids, Küçük Kulüp
  3. Apartman-site kreşleri; Mavi Elele, Küçük Panda,

Gelişim Koleji; İzmir’de isim yapmış, popülaritesi olan bir okul, Karşıyaka şubesinin Müdüre Hanımı ile görüştüm. Neşe Hanım kesinlikle işini çok seven ve hayata bakışı, insani değer yargıları çok iyi olan bir bayan ancak yemek listeleri çok başarılı değildi. Ama listeden asıl çıkarma nedenim oldukça yüksek olan ücreti oldu.

Türk Koleji; Mavişehir’de bulunan anaokulunu oldukça ciddi düşündüm, hatta bir görüşmemize Demir’i de götürdüm ve Demir çok sevdi. Buradaki sıkıntı kreş gibi değil de okul gibi olması ve bahçesinin olmamasıydı. Bir de Demir Aralık doğumlu olduğu için psikolog değerlendirme yapıp üst sınıf olmasına karar verdi, onların da bayağı okul gibi ders programları vardı. Ben sadece oyun oynasın istediğim için burası da olmadı.

Lugo Kids; Mavişehir şubesine gittim, kendi bağımsız binası ve bahçesi vardı, iyi görünüyordu ancak bir türlü psikolog randevusunu denk getiremedik, iki kere ertelediler derken o da kaldı.

Mavi Elele ve Küçük Panda; site içinde apartman dairesi ve çok kalabalık olduğu için düşünmedim. Zaten fiyat avantajı da yoktu.

Küçük Kulüp; Karşıyaka İskelesine çok yakın bir köşkte kocaman bahçesi vardı ve görüştüğüm öğretmenler oldukça pozitifti. Bahçesi çok kullanımda değil gibiydi. Benim için son ikiye kalan okuldan biriydi.

Beyaz Balon; Karşıyaka Nikah Sarayının karşısında, yine bir köşk ve kocaman bahçesinde oldukça keyifli oyuncaklar vardı. Kreş psikoloğu ile görüştüğümde diğer görüştüklerimin aksine bu yaş grubunda oyun oynamasını desteklediklerini ve yarım günün yeterli olduğunu belirtmeleri pozitif düşünmemde çok etkili oldu. Arkadaşımın çocuğu buradan mezun olmuştu ve çok memnundular, facebook gruplarında da oldukça öneriliyordu ve buraya karar verdik. Özellikle kocaman bahçesindeki oyuncaklar ve bahçenin yaz-kış aktif kullanılıyor olması beni cezbeden noktalardan biri oldu. Çocuklara yaklaşımları sevgi dolu ama kuralları olan bir okul, kesinlikle çok memnun kaldık. Ama çocukların yanlarında getirdikleri bisküvi, şeker gibi yiyecekleri kabul etmeleri ve bir gün Demir’in çantasında kocaman bir lolipop görmem benim için sıkıntı oldu. Müdürü Rina Hanım ile görüştüğümde bu konuda uyarıda bulunacaklarını ve kendilerinin de hassas olduklarını belirtti ve bu olay tekrarlanmadı ancak daha sonraki okul görüşmelerinde sorulacaklar arasına girdi.

Beyaz Balon’un bizim için dezavantaj sayılabilecek noktaları; uyku odaları olmadığı için 2,5-3.5 yaş aralığı olan oyun grubunun 12’ye kadar olması nedeniyle gelecek yıl Can’a uymadığı için okul değiştirmek zorunda kalacağız. İkinci dezavantajı da 12 ay açık olmaması, Karşıyaka TAKEV’de yaz okulu var ancak oyun grupları dahil değil.

Demir’in tam 3 yaşında başladığı ilk kreşi içimize oldukça sinmişti. Ancak şimdi karar verecek olsam ikinci çocuğumdan dolayı okul değiştirme telaşımızın olmaması için Küçük Kulüp’ü tercih ederdim.

Benim kreş seçiminden anladığım ihtiyaçlar, beklentiler herkesin farklı olabiliyor, benim takıldığım noktalara siz takılmayabilirsiniz, sizinkilere ben.. O nedenle bu seçimin bireysel olduğunu düşünüyorum.

Umarım şartlarınıza uyan, çocuğunuzu huzurla göndereceğiniz, içinizin rahat edeceği kreş bulursunuz.

Hepimizin çocuğu şefkatli, merhametli insanların olduğu keyifli, mutlu hissedecekleri yerde olsunlar, sevgiler 🙂

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir